Evlilikte İletişim Sorunları Nasıl Çözülür?

İletişim sorunları nelerdir? Eşler arası iletişim sorunlarını çözmek için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

“Ne söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir”.  Bu sözü hayatımızda en az bir kere duymuşuzdur. Etkili iletişimin temel basamağı işte bu noktadır. Yanlış anlaşılmasın, elbette ne söylediğimizde önemlidir. Ancak duygularımızı, düşüncelerimizi, isteklerimizi ve arzularımızı ifade ederken etkili iletişim becerileri kullanmak, çatışmaları en aza indirecek ve bu çatışmaları sağlıklı bir şekilde yönetebilmemizi sağlayacaktır. Özellikle hayatı paylaştığımız eşlerimize karşı… Öyle ki evli çiftler üzerinde yapılan araştırmalar, ilişki boyunca meydana gelen çatışmaların büyük çoğunluğunun iletişim kaynaklı olduğunu bize söylemektedir.

İlişkilerde çözülmesi zor gibi görünen büyük problemlerin her biri aslında iletişimsizlikten meydana gelmektedir. Açık ve tutarlı bir şekilde ifade edilemeyen, dinlenmeyen veya anlaşılmayan her mesele katlanarak büyür ve günün sonunda kriz haline gelir. Üstelik bu kriz yalnız eşleri değil yakın çevrelerinde bulunan özellikle çocukları, eşlerin ailelerini, akrabalarını ve arkadaşlarını da etkileyebilmektedir.

Eşler ise bir krizin ortasında olduğunu anlayana kadar yıpranmış ve yorulmuş olurlar. Kısacası evlilik ilişkisini kullandığımız dil geliştirir veya bozar.

İletişim için konuşmanın gerekliliğine vurgu yaparız her zaman. Fakat konuşmaktan çok daha önemli olan şey karşımızdaki kişiyi empatik, etkin ve savunucu olmadan dinleyebilmektedir. Sözel olmayan iletişimin gücünü kullanarak çatışmaları asgari düzeye indirmek mümkün.

     Eşiniz konuşuyorken veya bir tartışma esnasında içinizden söyleyeceklerinizi düşünüyor, içten içe onu eleştiriyor ya da telefonunuz ile uğraşıyorsanız maalesef etkin bir dinleme gerçekleştirmiyorsunuz.

Eşlerin birbirleriyle iyi bir iletişim gerçekleştirebilmeleri için odaklarının birbirlerinde olması gerekir. Rahat bir yüz ifadesiyle göz teması kurarak dinlemek, karşı tarafın kendini ifade edebilmesini kolaylaştıracaktır. Eşlerin konuşurken sözcüklerin ardındaki anlamı görebilmesi ve duyguları anlayabilmesi, doğru çözüm yolu bulmaları için bir başlangıçtır.

Hayatımızda bilgi alışverişini, başkalarıyla ilişki geliştirmemizi, anlamayı ve anlaşılmayı sağlayan en önemli unsur iletişimdir. İletişim becerilerimiz ne kadar iyiyse yaşamdan ve kişiler arası ilişkilerden aldığımız tatmin de o denli artacaktır. İyi iletişim becerileri yanlış anlaşılmaları en az düzeye indirir ve dolayısıyla iletişim sorunları daha başlamadan durdurur.

Eşler arasında yaşanan tartışmaların ve kronik çatışmaların sebebi de en çok bu yanlış anlaşılmalardır. Çoğu kez partnerlerimize “ben aslında bunu söylemek istemedim”, “sen yanlış anlamışsın”, “beni anlamıyorsun”, “sadece şaka yapmıştım bunda alınacak ne var”  gibi sözcükler sarf etmişizdir veya bu sözcükleri onlardan duymuşuzdur. Bu karşılıklı olarak açık bir iletişim kurmadığımızın, sözcükleri üstü kapalı kullandığımızın ve gerçek niyetimizi ifade edemediğimizin kanıtıdır. Akıl süzgecinden geçirmeden ve filtrelemeden sarf ettiğimiz her sözcük bizlerin birer düşmanıdır aslında. “Yanlış üslup doğru sözün celladıdır” diye boşuna söylememiş Sadi Şirazı.

Ancak düşüncelerimizi ve duygularımızı ifade edebilmek için önce onları tanımalı yani kendimizin farkında olmalıyız. Algıladıklarımızın, yorumladıklarımızın, arzularımızın ve sınırlarımızın bilincinde olarak davranmak bizi bir adım öne taşıyacaktır hayat merdivenlerinde.

Gün içinde bir ihtiyacımız karşılanmadığında, ihtiyacımızı karşılamayan kişiye karşı direkt suçlayıcı bir role bürünür ve hesap sorma yolunu seçeriz. Bununla birlikte iyi tanımlanmamış, yanlış yorumlanmış ve dolaylı olarak dile getirilmiş ihtiyaçlar da yanlış davranışları beraberinde getirir.

Maalesef toplum olarak ihtiyaçlarımızı dile getirmekte acemi oluşumuz kişiler arası ilişkilerimizi sekteye uğratır. Özellikle romantik ilişkilerimizde bu durum “ayrı dünyaların insanlarıyız” şeklinde yorumlanabilir ve ilişki darbe alabilir. Bir kadın kocasına “geç saatlere kadar çalışıyorsun işini benden çok seviyorsun” dediğinde aslında yakınlık ihtiyacının karşılanmadığını yanlış bir dille ifade etmektedir. Bu şekilde bir ifade yolunu seçtiğimizde eleştirel bir dil kullanmış oluruz ve karşı taraf kendini savunmak durumunda kalır. İlişki içerisinde sürekli savunmacı bir rolde olmak ise kişiyi yorar. Ancak başka bir yol seçmek mümkün.

Öncelikli olarak ihtiyacımızı değersizleştirmemeli ve görmezden gelmemeliyiz. Cevabı bizi mutlu etsin ya da etmesin ihtiyacımızın bilincinde olarak bunu dile getirmek başta özsaygı ve farkındalığımızı daha sonra ise iletişim becerilerimizi güçlendirecektir.

Duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade ettiniz, üstelik eşiniz sizi can kulağı ile dinledi. Ancak çatışmanın bir türlü çözümlenmediğini fark ettiniz. İster istemez şunu düşünebilirsiniz “Ben o kadar konuştum durum yine aynı, hiçbir şey değişmiyor”.

Doğru ve şiddetsiz bir iletişimin son ve belki de en önemli basamağı karşımızdaki kişiden ne istediğimizi somut bir şekilde dile getirebilmektir. Neye ihtiyaç duyduğumuzu söylemiş olabiliriz fakat eşimizden bu ihtiyacımızı karşılaması için nasıl bir beklenti içerisinde olduğumuzu da söylemeliyiz. Aksi halde sonuçsuz kalmamız olasıdır.

Örneğin iyi bir gün geçirmediniz ve biraz yalnız kalmaya ihtiyacınız var, bu ihtiyacınızı eşinize ilettiğinizde eşinizin kafası karışabilir. Ne kadar bir süre yalnız kalmaya ihtiyacınız var? Eşinizin burada tam olarak ne yapması gerekiyor? Bunun yerine “Bugün iyi bir gün geçirmedim, yemekten sonra biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım var. Birkaç saat yürümek bana iyi hissettirecek, döndüğümde birlikte konuşabilir miyiz?” gibi net olarak ifade edilmiş bir durum çatışma ihtimalini en aza indirecektir.

• İlişkinizde benzer iletişim sorunları yaşıyor veya daha sağlıklı iletişim kurmak istiyorsanız siz de uzman bilgisinden faydalanabilirsiniz. PsikoRitim Danışmanlık’tan “Çift Danışmanlığı” alarak iletişim sorunlarını aşabilirsiniz.

Aile Danışmanı Dilara Gün

Kaynak

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/198131

Şiddetsiz İletişim Bir Yaşam Dili – Marshall B. Rosenberg